Savaş Teknolojileri : İnsanlık, tarihi boyunca hep kendini koruma içgüdüsü ile yaşamıştır. Barınak yaparken el becerilerimizi keşfetmemiz, kesici delici aletlerle kendimizi koruyabilmemiz, ateşin bulunması, hep bu içgüdü sayesindedir.

Bu saydığımız öncü gelişmelerden sonra bireyler topluluklar oluşturdu ve bu toplulukların kurdukları devletler daha büyük güce ulaşmak için büyük teknolojik atılımlar yaparak hem birbirleriyle savaştı, hem de hayatımızı kolaylaştıran icatlar ortaya attı. Yapılan arkeolojik araştırmalarla gün yüzüne çıkan; Dünyanın ilk savaşının Mısır ‘da Nil Nehri bölgesinde yapıldığı düşünülüyor. Burada bulunan kemiklerin üzerinde bulunan ok başları ve mızrak uçları bu insanların yapılan bir savaş sonucunda öldüğünü ortaya koymuştur.

O zamandan günümüze tek bir kural savaşların sonucunu ve toplumların kaderini değiştirmiştir.O da tarafların kullandıkları savaş teknolojisinin ne kadar ölümcül ve gelişmiş olduğudur. Gelişen bu savaş teknolojilesi her devlete ayrı bir öz güven kazandırmış ve devletler bu kazanımlarını verdikleri savaşlar yoluyla daha ileriye taşımışlardır.

Savaş teknolojisini ve stratejisini gören Mısırlılar, Moğollar ve Türkler ise; bu aletlerin yanına savaşta büyük avantaj sağlayabilecek bir hayvanı evcilleştirmeyi buldular. Hızlı olan bir at savaşta büyük bir etki yaratabilirdi. Bu gelişmeyi öngören Cengiz Han inanılmaz hızlı mobilize olmuş ordularıyla tüm Dünyaya kısa bir süre de olsa hükmetti.

Atların başka bir etkisi ise; kültürel etkileşimi hızlandırarak zengin kaynakları ve uzak yerlerin keşfini sağlamaları yani Dünyayı daha ulaşılabilir bir hale getiriyor olmalarıydı. Atların daha sık kullanılması; bizim hala büyük önem verdiğimiz yolların yapımına ve insan eliyle oluşan şehirlerin birleşmesine kadar gidecekti. Böylelikle kendimizi korumak için daha büyük şehirler ve daha büyük kaleler duvarlar inşa etmeye başladık. Savaş teknolojileri ne kadar gelişmiş ise bir toplum kendini o kadar güvende hissederdi.

Günümüz savaş teknolojileri ile ilgili yazılarımızı okuyunuz.